Julia Quinn - Yüreğe Söz Geçmiyor (Bridgerton #1)
Kadere inanır mısınız? Peki ya kader bir gün yolunuzu aşkla keserse...
Tutkuyu ilişkilerinizde hissederken aşktan korkup her şeyden vazgeçmek zorunda kalırsınız... Bazen imkansızlıklar geçicidir, bazen ise imkansızlıklar hayallerle kesişir...
Julia Quinn, New York Timesin Çok Satanlar listesine giren romanıyla okuyucularıyla buluşuyor. Quinnin etkileyici üslubu karşısında duygulanacak, gerçek aşkın varlığına inanmaya başlayacaksınız. Bir yandan da gülümsemenizi sağlayacak bu içli aşk romanının her sayfasında kendinizden bir parça bulacaksınız...
Bir kitap yorumuyla daha buradayım ve yeni bir yazara başladığım için biraz heyecanlıyım.Beni bilenler bilir,hep seri kitaplar okurum,ama Julia Quinn hiç okumamıştım.Bu yüzden yine biraz tereddütlüydüm.Özellikle Judith McNaught kitaplarını okuduktan sonra tarihi aşk romanlarını başkasının kaleminden okumaya biraz tereddüt ettim.Ama hiç de pişman olmadım.
Bu yazarın ilk kitabını bitirdikten ve ne düşündüğümü anlamaya çalıştıktan sonra ilk tepkim şöyle oldu:okumama değdi.
Neden mi?Çünki çok iyi kalemi var.Tamam belki çok da duygusal yazmadığını düşündüm,ama Judith McNaught okuduktan sonra zaten her kes arada bir kaç fark olduğunu anlar.
Kalemi ve özellikler mizah anlayışı çok güçlü bir yazar.Bazı yerlerde gülmekten karnım ağrıdı ve derin bir nefes alıp,öyle devam etmek zorunda kaldım.Bu yönden çok beğendim.
Ama dediğim gibi duygusallık açısından pek bir şey hissetmedim.Sanki böyle,daha fazla acı çekmeliydi Simon,ya da Daphne biraz daha ağır laflar söyleye bilirdi ona.Ama olmadı.Ben tarihi aşk romanı deyince biraz acı beklerim.Gözyaşı,hüzün...Ama burada pek görmedim,hayal kırıklığına uğradım biraz. :/
Simon kadar inatçı ve sözünden dönmeyen bir karakter daha tanımadım.Hani kitaplarda çoğu karakterler,hatta hayatta insanlar genelde yanlış bir şey yaptıklarını anladıklarında karşılarındakine hak verir ve susarlar.Ama Simon Nuh dedi Peygamber demedi valla!Adamı ölmüş babasının öfkesi yönetiyor,ama banam mısın demiyor!Neden?Çünki bu laten olasıca öfke her şeyi yapar,aynı zamanda yıkar da!Onun peşinden gidersen işte böyle ömür böyu yanlız başına kalma tehlikesi yaşarsın!Her kesin karşısına da Daphne kadar sabırlı biri çıkmaz,bilin yani. :/ :)
Daphne dedik de,biraz ondan bahsedelim.Daphne diğer kitap karakterleri kadar nahif ve derin değil.Bende daha çok sade ve kendi halinde bir ev kızı izlenimi uyandırdı bu kız.Evlenmek ve kendi hayatını kurmak,annesi gibi mümkünse 8 çocuk sahibi olmak ve onlara aşfabetik uygunlukta isimler vermek istiyor (ki veriyor da ;) ).Ama Simon da çocuk sahibi 'olmak istemiyor'.Ama Daphne de ona bir oyun oynuyor,ki başarılı olamasa da fazla cesaretli geldi bu haraketi bana. :) Daphne tam 'kendi halinde kız' tipine uygun bence.
Abileri de ondan geriye kalmıyorlar ya,neyse. ;) Okuyun,anlarsınız.
Okunmalı mı?Bence evet. :)
Puanım: 5/3
İndirmek isteyenler pembe kitab'a tıklasın. :)
0 yorum:
Yorum Gönder