1/28/2015

Laura Landon - Sessiz İntikam

0








Leydi Jessica Stanton altı gün içinde yirmi beş yaşına girip kendisini, İngiltere'nin en zengin kadınlarından biri hâline getirecek kadar yüklü bir mirasın sahibi olacaktı. Bu gerçekleştiğinde de üvey kardeşi Colin, özgürlüğüyle birlikte tüm her şeyine el koymak için Jessica'ya saldıracaktı. Tek bir çözüm vardı: kendisine Colin'in karşısında durabilecek kadar güçlü bir eş bulmak. Fakat onu koruyabilecek birisini bulabilse bile, hangi adam sırrını öğrendikten sonra onunla evlenirdi ki?

Northcote Kontu Simon Warland'ın iflasın eşiğine gelmiş olmasının yanı sıra, tüm Londra'da, müsrif babasının zamansız ölümünde bir parmağı olduğuna dair dedikodular da devam ediyordu. Artık onu her şeyini kaybetmekten koruyacak bir kadın bulmaya mecburdu. Fakat hangi kadın bir cinayet zanlısıyla evlenmek isterdi ki?

Tamamen mecburiyetten bir araya gelen Jessica ve Simon evliliklerinin anlaşmalı bir evlilik olduğu konusunda uzlaşırlar. Fakat Simon'un kendisiyle evlenmesinin ardında yatan gerçeği öğrendiğinde, Jessica'nın kalbini hiçbir yasal evrak koruyamayacaktır, çünkü Jessica tüm çabalarına rağmen kocasına âşık olmuştur. Oysa aşk, belki de ikisinin de en çok ihtiyaç duyduğu şey olmasına rağmen, ikisinin de istediği en son şeydir.
(Tanıtım Bülteninden)


Kitap adı: Sessiz İntikam
Orjinal Adı: Silence Revenge
Yazar: Laura Landon
Tür: Aşk,Tarihi Aşk
Çeviri: Merve Altıparmak
Orjinal dil:İngilizce
Çeviri dili: Türkçe
Sayfa sayısı: 384
Basım yılı: 2014
Goodreads puanı: 3.73
Benim puanım: 3/5

add to goodreads


Tarihi aşk'la olan karşı konulmaz ilgim ve bu türden bulduğum her kitabı okuma ihtiyacım yüzünden daha neler göreceğim,çok merak ediyorum. :) Bu kitabı Yamak sayesinde bulmuştum. (Ama nedense kitabı blogunda yeniden bulamadım. :/ ). Tarihi aşk dedim,kapağı çok güzel dedim,arka kapak da ilginç dedim,başladım okumaya.Şimdi bu yoruma nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Kitabın konusu: Jessica kendi büyük sırrıyla sosyetede gözden uzak bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışırken,üvey kardeşi Colin'in yaşadığını öğrendiği anda hayatını değiştirmesi gerektiğini anlar.Jessica'ya çok büyük bir miras kalmıştır ve 26 yaşına girdiği anda Colin bu mirası ve oturduğu evi elinden almak için ona saldıracaktır.Colin'in amacı Jessica'yı tımarhaneye tıktırmak ve mirasına konmak.6 gün sonra oturduğu,çocukluğunu geçirdiği evi elinden alınacaktır.Miras umurunda değildir,miktarı çok büyük olsa bile.Onun tek istediği tımarhaneye tıkılmamak,sosyetenin onun büyük sırrını öğrenmemesidir.

Simon sosyete tarafından babasının ölümüyle suçlanan,beş parasız biridir.Hindistan'dan dönmesine sebep evinin elinden alınacak olmasıdır..Artık evini bile haciz etmişlerdir ve elinde sadece boş evi vardır.Onu da kaybetmemek için acilen bir yol bulmalıdır.

Jessica ve Simon'un yollarını Simon'un deyimiyle görev,zorunluluk ve sorumluluk birleştirir.Önceleri sadece Jessica'yı korumak için onunla evlenmeyi kabul eden Simon,onun Colin Tanhill'in üvey kardeşi olduğunu öğrenince intikam hissi ağır basar.Hindistan'da yaptıklarının bedelini o adam ödetme şansı belki de son kez eline geçmişti ve bunu kaçıramazdı.Hem Jessica'yı korumak,hem de intikamını almak için çabalasa da,aşk eninde sonunda kazanacaktır.Simon doğru yolu seçene kadar Jessica bir çok bedel ödese de,sonunda mutlu sona ulaşılacaktır.

Yorumum: Hangi kitaba büyük umutlarla başlasam,o kitap mutlaka beni hayal kırıklığına uğratır.Kitabın kapağını görür görmez işte bu dedim.Bu kitabı mutlaka okumalıyım
.
!Spoiler var,geri çekil bi' zahmet!

Aslında başlarda çok iyiydi.Jessica benim en sevdiğim uğraş olan,Tasarımcılık yapıyordu.Hikaye tam benim istediğim zamanda geçiyordu (1800'lü yıllar) ve her şey yolundaydı.Ama sonra ne olduysa,olaylar değişti.Kitapta bir terslik olduğunu hissettim.İster gözüme sürekli batan yazım hataları,ister hikayenin beni tatmin edememesi,bilmiyorum,hepsi yanlıştı.

Simon karakterine tamamen ısınamadım.Ne kadar anlamaya çalışsam da,yaptıklarına bir türlü hak veremedim.İntikam soğuk yenen bir yemektir.Ama aşk insanın içini ısıttıkça o yemek de ısınır ve artık yenemez hale gelir bence.Jessica'yla 2 ay evli kalmasına rağmen Simon'un hiç yumuşamaması,kızı olur olmaz yerlerde kullanması çok ağrıma gitti.Jessica çok ödün verse,çok fedakarlık yapsa da,Simon'da bunu hiç göremedik ne yazık ki.

Jessica karakteri başlarda hoşuma gitmişti.Güçlü,sağır olsa bile (ki bunun ne gibi bir sorun teşkil ettiğini hala kavrayamadım) hayata tutnmaya çalışması,annesiz babasız,yalnız yaşaması,bende çok yoğun duygular uyandırdı ona karşı.Ama sonra,Simon'un ona seninle asla aşk ilişkisi yaşayamam,evliliğimiz sadece kağıt üzerinde demesine rağmen ona kendini vermesi,kabullenmesi,hatta ona bir varis vermeye bile razı olması karakterinde bazı sorunlar olduğunu düşünmeme neden oldu.Yani biraz daha sorgulaya,Simon'un amacını anlamaya çalışabilirdi.Sonuçta bu zamana kadar birilerinin dudaklarını okuyarak,onların mimiklerine dikkat ederek bu günlere kadar geldi.Şimdi koşulsuz şartsız Simon'a - tanımadığı bir yabancıya - inanması çok garipti.

Tasarımlarını ondan saklaması da ilginçti.Çünkü bu güne kadar onları satarak yaşamıştı.Bu kadar kötü bir iş olsa kendini geçindiremezdi,değil mi?Bunda utanılacak ne vardı anlamadım.Simon bile kızmadı,ki bu da gülünçtü.  Bir de,Jess'in çalışma odasını onun hazırlatması,sonra tasarımlarından haberinin olmaması birbiriyle uyuşmadı.Odayı Simon hazırlattıysa odanın içeriğinden de haberi olması gerekmez mi?Ben mi yanlış anladım?Bir yerlerde kaçırdım mı?Sanki yazar önce bunu yazmış,sonra unutmuş,başka bir şekilde yazmış.Anlamadım yani.

Ama o çizimi yaptım.9.Bölümde (sayfa 146) Hawthorn düşesi için çizdiği elbiseyi çizdim.Aslında yapmasam da olurdu muhtemelen ama dayanamadım.Çizim benim bam telim,hassas damarım,gerçekleştiremediğim hayalim,ya da siz nasıl adlandırırsanız o...O yüzden bunu yapmak istedim. :)



Kağıt üzerinde bir örneği de var,ama bunun tablette yaptım.Aslında boyayacaktım,ama nedense kitap ilerledikçe hevesim kaçtı. :/ Nasıl olmuş? :)


Nerede kalmıştık? Ha evet...Hikaye'de tutmayan noktalar vardı.Diyaloglar,karakterlerin verdiği cevaplar beni tatmin etmedi.Yani,düşünsenize,Judith McNaught'un kitaplarında neredeyse her diyalogda işte bu be,ben de olsam bunu derdim gibi bir yorum geçerdi aklımdan.Ama burada tam tersiydi.Karakterlerin yaptığı hareketler,söyledikleri o kadar uygunsuz,tutmaz ki,garipti yani.Mesela,Simon vurulduğunda,odaya karısının yanına gittiğinde,onu sakinleştirmek,korkutmamak için biraz daha sakin,mahcup bir tavır takınmak yerine,direk içki şişesini kafasına dikip,sonra da Jessica'ya odasına gidip yatmasını söylemesi çok iğrenç bir tavırdı açıkçası.Yani o kız senden daha fazla korktu,senden daha fazla zor durumda,sen ondan onun senden sakladığından daha hayati,ağır sırlar saklıyorsun,ama yine de ona atarlanıyorsun,kızıyorsun.Bu uygun olmadı bence.

Colin bile garipti.Hatalı olmasına rağmen,en azından ölürken pişman olmak yerine,hala o paralar benimdi deyip durması çok komiğime gitti.Para gözünü kör etmiş lafı az kalır bence ona. :/

Aslında hikayede garip olan,her kesin para için çalışması.Her kes para derdinde.Colin,Rosalind,hatta Simon bile para derdindeydi.Tiskindim (Hayati'nin lafıyla desek. ;) ) .

Bu konuyu en azından Julia Quinn'e (neden o diye sorarsanız,kendisi Bridgerton serisinde ortalığı karıştırmak yerine,basit konulara önem verirdi,bu çok hoşuma giderdi.Yapamıyorsan girmeyeceksin karışık işlere) verselerdi,bence bundan harika bir kitap çıkardı.Daha dolgun,daha tatmin edici bir kitap.Olmadı ama.

Editleme de baştan savdıydı.Bir sürü harf hatası,bir sürü çeviri yanlışı...Neyse...

Aslında bu kadar yoruma deyecek bir kitap değildi.Ama içimde tuttuklarımı,gözüme takılanları söylemesem olmazdı.Fazla spoiler oldu ama,neyse... :)

Alıntılar için Instagram adresimi takip edin,ya da çaldığımızcümleler etiketini Instagram'da aratın. :)

buradan


Kitabı indirmek için pembe kitap'a tıklayın. :)


Logo Design by FlamingText.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Seymen. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kitapların tozunu alan canlar :)