Korku Ağı (Salems Lot) Stephen King'in Maine'deki Jerusalem's Lot ya da Salem's Lot adlı küçük bir kasabayı ele alan ikinci romanıdır. Baş kahramanımız Ben Mears adında bir yazardır. Mears yıllar sonra doğduğu yere, Lot'a geri döner. Gençliğinde trajik ve korkunç olayların yaşandığı Marsten adındaki evle ilgili bir öykü yazmak istemektedir. Bir süre sonra Mears ve birkaç kasabalı, evin Barlow adındaki Birinci Tip Vampirin eline geçtiğini fark ederler. Barlow yavaş etki eden bir hastalık yayar, amacı yapabildiği kadar ısırarak İkinci Tip vampirleri yaratmaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, Kara Kule serisinde de karşımıza çıkan ve önemli roller üstlenen Peder Donald Frank Callahan'dır. Callahan Lot'un rahibidir ve gelişmeler karşısında kendisini vampirlerle savaşırken bulur. Barlow tarafında saldırıya uğrar ve kan-emicinin lekelenmiş kanını içer. Calla'nın Kurtları'nda bu kanın gücünü öğreniyoruz. Kan, Callahan'a birtakım psişik güçler verir. Bunlardan en önemlisi Vampirleri ve diğer yaratıkları görür görmez etrafındaki auralardan anlayabilmesidir. Dediği gibi bu kimi zaman bir yetenek değil, bir lanettir.
Kitap adı: Korku Ağı
Orjinal adı: Salem's Lot
Yazar: Stephen King
Kitapevi: Altın Kitaplar
Goodreads puanı: 3.95
Benim puanım: 5/4
Kitabı okumaya ne zaman başladım,inanın ben bile unuttum.2-3 hafta falan vardır herhalde.Bu kadar ağır gitmesinin sebeplerinden biri,kitapta çok fazla karakter olmasıydı.Bu beni biraz sıktı ve adım adım kitaptan uzaklaşmaya başladım.
Kitabın konusu: Kitap Ben Mears'ın Salem's Lot'a geri dönmesiyle başlar.Burada yaşadığı korkunç bir anı onu geri gitmeye zorlasa da,son kitabının konusu için burayı seçmiştir.Yeni tanıştığı Susan Norton'la arasında geçenler sayesinde kasabada her şey yolunda gitse de,bir an sonra gariplikler ortaya çıkmaya başlar.Bazı insanların beklenmedik ölümü ve aniden kayboluşu Ben'i olayların içine çeker.Bütün cinayetlerin arkasından kasabaya yeni gelen Barlow ve ortağı Callahan olunca işler daha da karışır.İnsanlarda oluşan garip davranışlar,geceleri olan ürkütücü olaylar Ben'in çözmesi için beklemektedir.
Yorumum: Bu okuduğum ikinci Stephen King romanı.Carrie daha farklıydı,ne bileyim. :) Kitap gerçekten de çok ürkütücü.Günümüz aşk romanlarında aşık çocuklar olarak gösterilen Vampirlerin aslında nasıl olduklarını bu kitapta rahatlıkla anlayabilirsiniz. Kitabı bu kadar geç bitirmemin sebebi,yukarıda da dediğim gibi,karakterlerin çokluğuydu.Tabi ki,bu normal.Kasabada herkesin başından geçen bir olay bu ve karakterleri yakından tanımak da doğal olarak gerekli.Bende hep bir adet olduğu için,hatırlatayım,her kitabın bir zamanı vardır ve doğru zamanda okunmayan kitap keyif vermez.Sanırım bu da o hesap.Korksam ve merakla okusam da,keyif aldığım söylenemez.Okumaya can atmadım.
Karakterlerde çok fazla gündelik cevap durumları ve vurdumduymaz tavırlar canımı sıktı.Bilmiyorum,garipti.Ben'in Susan'a karşı olan duygularını tam açıklığıyla anlamadım.Diyaloglar fazlaydı,aa duygu belirtileri eksikti sanki.
İyiydi,ama ben pek keyif almadım,ve bu benim problemim,yani benden kaynaklanıyor.
Bu kadar. :) Alıntılar Instagram hesabımda çoktan paylaşıldı. #çaldığımızcümleler etiketiyle bulabilirsiniz. :)
İndirmek için pembe kitap'a dokunun. :)
stephen king ne okurdum ne okurdum eskiden..
YanıtlaSilbak canım çekti şimdi
E bu kitapla başla tekrardan okumaya. :)
Silay dur bakayım instana. ya baksana bi arkadaşımız insta açtı benim için ama gelseneeee :)
YanıtlaSilAy ben senin İnstoş'u takip ediyom zateeen. :)
YanıtlaSil