Genç kız için aşk tek renkti! Kırmızıydı...
Ve çok yakışıklı, uzun bir adama âşıktı...
Bir başka erkeğe karşı kalbi çoktan kapanmıştı.
En azından öyle sanıyordu...
Ama karşısına böyle bir adamın çıkacağını bilemezdi!
Hayatın sürprizlerini üzerinde barındırır gibiydi.
Yanan düşlere, gri saçlara, tehlikeli gülüşlere sahipti.
Mıknatısla çekilir gibi kaderi ona koşuyordu.
Keşke onu yanlışlıkla öpmeseydi...
Keşke onu itici bulduğunu belli etmeseydi...
Keşke birlikte zaman geçirmekten kaçınabilseydi...
Ve keşke... tehlikeli olduğunu hissedebilseydi!
Geç kalmıştı!
Gerçek aşkı, gerçek tutkuyu,
hiç tanımadığı farklı bir adamın güçlü kollarında buldu.
Bu iki renkli adam onun kaçamayacağı kaderiydi!
*****
Önyargılarla başlanan aşk yolculuğunda, yolunu kaybetmiş bir genç kızın
aşka sürüklenişini destekleyeceğiniz bir FMArsal romanı daha!
(Tanıtım Bülteninden)
Kitap adı: İki Renk Aşk
Yazar: Fatih Murat Arsal
Tür: Günümüz aşk
Dil: Türkçe
Sayfa sayısı: 688
Basım yılı: 2014
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Goodreads puanı: 3.95
Yaşasınnn! Bir FMArsal kitabı daha! Çok seviyom bu adamı ya. :)
Kitabın konusu: Aysun aşkın sadece kırmızı olduğunu düşünen,tatlı,alımlı ve kendi halinde bir kızdır.Babasının yanında çalışan Gürkan'ın onu Amerika'da öpmesiyle kocaman hayallere kapılır ve aşk etrafını sarmıştır.Fakat Gürkan'ın aklında tamamen farklı düşünceler vardır. Bu esnada hayatlarına giren yeni ortak ve Gürkan'ın amcası Vural,Aysun'un tüm bildiklerini değiştirecektir.Gürkan'a kendini ispatlamak mı diyelim,kardeşi Ayça'yı mutlu etmek mi diyelim,yoksa kalbinin gizli bir köşesinde dinlemediği seslerin fısıldaması mı diyelim,bir şekilde Vural'la yakınlaşır ve sonra bir anda kendini onunla evli bulur.Kendine itiraf edemediği duygular etrafını sararken,Vural mı Gürkan mı düşüncesi derken,aslında tamamen başka bir yola giriş yapmıştır...
Yorumum: FMArsal zaten bildiğimiz gibi mükemmeliyetçi insan,harika ve kurguları basit olsa da,kendimizi kitaplarına kaptırmaktan kaçınamadığımız muhteşem yazar. Öncelikle beni bu muhteşem yazarla tanıştırdığı için arkadaşım Suğra'ya (kendisi belki bunu okumaz bile) teşekkür ediyorum. :) İyi ki senin gibi insanlar var da,böyle güzel yazarlarla tanışabiliyoruz. ;)
Geçelim yoruma.FMArsa'ın bu son çıkan kitabını aslında merakla bekliyordum.Neden derseniz,çünkü diğer kitapların hepsi zaten elimdeydi ve hiç duraksamadan okudum sayılır.Ama bu kitap için uzun zaman beklemiş gibiyim.Sonunda kavuştum. :)
Konusunu şimdi tekrar okudum da,ne biçim yazmışım ya.Arka kapak bile daha iyi anlatır kitabı. :/
Nereden başlasammmm...Evet,Aysun...Kızımızın bir türlü basmayan kafasından başlayalım.Vural'a olan duyguları başlarda canımızı sıksa da,sonradan her şey mükemmeldi. (Bu yazımda bu sözü ne çok kullandım be). Aysun habire Gürkan'ı öne aldığı için,bir türlü Vural tam ortaya çıkamadı zihninde.Tam algılayamadı ona olan duygularını.
Vural...İlk sayfalarda ayağının topal olması,saçlarının beyaz olması ve amca sıfatı ile hitap edilmesi beni bir tür dede ile karşılaşmaya hazırlamıştı.FMArsal zaten biraz yaşlı erkekleri tercih ediyor.Hangisi hatırlamıyorum,sanırım Tahir 39 yaşındaydı en son.Olgunluk taraftarı her halde. :)
Ama Vural sonradan dizinden ameliyat olunca ve Aysun tarafından daha farklı anlatılınca düşüncelerim iyi yönde değişti. O da diğerleri gibiydi,diğer FMArsal karakterleri gibi...Hatta dış görünüşü ile bana biraz Tahir'i hatırlatmadı değil. :)Kır saçlarrrrr...
Gürkan...Bu adam kitabın son 20-30 sayfasına kadar benim sinirlerimi bozdu da bozdu!Sonundaysa en çok ağlatan da o oldu,bilmiyorum neden.Sanırım başına gelenlere çok üzüldüm.Kararsızlığı beni çok sinir etmişti.Bir Aysun bir Ayça,hatta ben bir ara ikisi ile birden evlenmeye karar verecek diye korktum,ama kurtulduk çok şükür. :) Sonundaysa yaptığı o jest,o bıraktığı hediye (not spoiler!!!) bizi bizden aldı resmen.Ağladım da ağladım...Bir de böyle geçe yarısı,sesli de ağlayamıyorum,ne yapayım derken yastıkla boğuyordum az daha kendimi. :)
Ayça... (ve Ayhan) Ayça bana ilk başlarda biraz sıkıcı geldi demem lazım.Ne bileyim, o tarakları istemesi,kendinden emin davranışları,iş konusundaki garip yeteneği falan,beni sinir etti biraz.Ama sonra aslında onun da bu hikayede bir nevi mağdur olduğunu kendime hatırlattım ve rahatladım.Gürkan'ı sevmesi onun suçu değildi...Başta neden Ayhan diye bir isim yazdım,sanırım okuyanlar anlar. Tam araştırmadım ama,FMArsal'ı biraz tanıyorsam Ayça ve Ayhan konulu yeni bir kitap bizi bekleyecek yakında. Ya adam kitaptan kitap,hatta ondan da bir kitap çıkarıyor,daha ne?! Ama ben çok isterim onları da okumak.Eğer teorilerim doğruysa Ayça hala masum,neden?Çünkü Gürkan habire Aysun diye tutturduğu için,balayından pek emin olamadım.Bir de,kitabın sonunda Ayça'nın kapıyı kime açtığı belirsizdi.Sanırım diğer kitap oralardan bir yerlerden başlar. Adı da İKİNCİ BAHAR falan olur. :D Ben mi yazsaaaam.... :)
Kitap harika falan işte,bunlara girmeye gerek yok.Bazı yerlerde yazarın edebi yönü zayıf gibi saçma şeyler okusam da,aldırmıyorum.Çünkü edebi bir yazı okumak isteyenler Sokrat okur,ne bileyim Karamazov Kardeşler okur... FMArsal romantik bir yazar,ondan edebiyat beklemeyin efendim. :)
Kitapta (her kitapta olduğu gibi) birkaç hayal kırıklığı oldu.Nerede?İlki balayında...Vural Aysun'a söz verdirmişti,sadece ilk gece için.Ama balayında ilk adımı Aysun attı.Ben Vural'ın biraz daha inatçı davranmasını tercih ederdim. :/ ...İkincisi ise ihale yüzünden onları tehdit eden adamların Aysun'u kaçırmasını düşünmüştüm,her sayfada bekledim falan.Sonra hayal kırıklığına uğramıştım ki tam,Vural konusu çıktı ortaya,rahatladım.İşte psikopat ben! :D (not spoiler!!!)
Bu kadar... Alıntılar Instagram adresimde ve #ÇaldığımızCümleler etiketinde. :)
İndirmek için pembe kitap'a tıklayın. :)
Kitabı Toygar Işıklı - Söz Olur şarkısıyla okuyun ve keyfini çıkarın. :)
0 yorum:
Yorum Gönder