Sir Arthur Conan Doyle - Sherlock Holmes - Dörtlerin İmzası (Leyla'dan kitap yorumu)
Hindistan'da İngiliz sömürgecilere karşı başlayan büyük isyan sırasında bu karışıklıktan yararlanmak isteyen üç Sih asker ve bir İngiliz subay, sahibine ölüm getiren büyük bir hazineye el koyarlar.
Bu hazineye sahip olurken başlarına gelecek felaketi kestiremeyen dört ortak, hazineyi daha sonra almak için gizli bir yere saklarlar. Ancak yaşadıkları talihsizlik ve felaketler bu dört ortağı bir-birinden ayırır.
Daha sonra başkaları da bu hazineden haberdar olur ama uğursuzluk ve ölüm onların da peşini bırakmaz.
Hindistan'da başlayan ve Lonra'da devam eden kanlı olaylar, işin içine ünlü dedektif Sherlock Holmes ve yardımcı Doktor Watson'da kendilerinden istenen yardımı geri çevirmeyip katılınca, daha da esrarengiz bir hal alır.
Bu gerilim dolu macerada yaşanan korkunç olayların ardındaki sır perdesini Sherlock Holmes ve Doktor Watson kaldırabilecekler mi acaba?...
Bir Sherlock Holmes daha bitti.
Çok şey söyleye bilirim, 'harikaydı', süperdi', 'çok sürükleyiciydi', 'bunu yazan bir uzaylı!',ama bunların hepsi söylendi zaten.Ama ben yine de söylemeden edemeyeceğim:"MUHTEŞEMDİ!!!" :D
Sherlock Holmes davasızlık hastalığından kokainden,eroinden sarhoş olurken bir anda beklenmedik bir misafir çıkagelir.Holmes'un bu uyuşturucu bağımlılığı John Watson'u sinirlendirdiğinden beklenmedik müşterinin gelişine sevinir.Ayrıca Watson Mary Morstan'dan etkilenmişti.Ama bir yandan da Mary'nin anlattığı hikayeden sonra çıktıkları esrarlı yolu aydınlatırlarken,büyük Agra hazinesinin Mary'nin olduğunu biliyor ve Mary en zengin hanımlardan biri olduğunda onun gibi fakir bir adamı sevmeyeceğini düşünüyordur.Tabi ortada bir hazine varsa. :)
Holmes yine çok çabuk bir zamanda Dörtlerin Esrarını aydınlatır,söylemeden geçemem,adam hık demiş burnumdan düşmüş. :D :D :D
Neyse,Holmes Jonathan Small'u buldu,Aurora'yı yakalamak için kıyasıya bir takibe çıktılar ve saire ve saire.Fakat işlemeli hint işi sandığı açtıklarında ortalıkta Agra hazinesinin A'sının bile olmadığını farkettiler.Small hazineyi onlara bırakacak da değildi tabi.Büyük Agra hazinesi Dörtlerindi,ayrıca hazine kimseye de hayır getirmemişti ki.Böylece lanetli hazine ve Small'un yardımcı küçük böceği Tonga toprağa karıştı. :)
Aslında bu büyük Agra hazinesinden kimseye bir halt kalmadı diye seviniyorum.Small doğru söylüyordu,hazine kime hayır getirdi de Mary'e de getirsin.Açgözlü Sholto hazineyi çalmıştı,Dörtlere ve Small'a,hatta kendi can arkadaşı Morstan'a bile ihanet etmişti.Sonunda kendi eceliyle de ölmüş ve hazinenin gerçek sahibine,yani Mary Morstan'a verilmesini istemişti oğullarından.Fakat ortada şöyle bir karışıklık,şöyle bir gizem de vardı ki,Jonathan Small'un "eğer bana,arkadaşlarıma kalmadıysa başkasına da kalmaz," deyip lanetli Agra hazinesini denize döktüğünde toprağa karışan lanetli hazinenin gerçek sahibi gerçekten de Mary Morstan mıydı?Eğer derinden ele alırsak hazinenin sahibi yoktu diye biliriz.Hindistan'daki Racca'nın bulduğu hazine,sadece 'bulunan' bir hazineydi ve eğer böyle ele alırsak hazine ne Morstan'ın,ne Sholto'nun,ne de Dörtlerin'di,Hindistan'daki Racca'nındı sadece.Ama artık zaten hazine diye bir şey de yok,hazine sonsuza kadar toprağa karıştı,lanetli Agra'nın da sonu böyle oldu.
Jonathan'ın hayatında peşinden koşan kötü kaderi,onu hiç bırakmamış.Ve en sonunda polislere yakalandığında da her şeyi anlatmış,lanetli Agra'nın sadece kendisine ve 3 dostuna ait olduğunu,o yüzden de o hücredeyken lanetli büyük Agra hazinesini başkasının yediğini kabuk edemediği için hazineyi denize döktüğünü söylemişti.Tamamen haklı.Büyük Agra zaten kimseye hayır getirmemiş,eğer Morstan'da ya da başka birinde olsaydı çok mu iyi olacaktı ki?!
Neyse,eğer kitap hakkında düşüncelerime gelirsek,tekrar söylemek zorundayım,yüzlerce kez eleştirilmiş,her tarafından ele alınmış bir kitabı eleştirmek bizim ne haddimize değil mi?Ama gerçekten de çok harika bir kitaptı. Okuyun,okutun arkadaşlar! :)
0 yorum:
Yorum Gönder