Tuhaf çocukların hikayesi, serinin üçüncü kitabı Ruhlar Kütüphanesi'yle son buluyor. Olağanüstü güçlere sahip bir çocuk. Ölümcül canavarlardan oluşan bir ordu. Tuhafların geleceği için verilen destansı bir savaş.
Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları ile başlayan ve Gölge Şehir ile devam eden macera, Ruhlar Kütüphanesi'nde nefes kesici bir son buluyor. Öykümüz on altı yaşındaki Jacob'ın yeni bir özel güç keşfedip, tuhaf yoldaşlarını sıkı korunan bir kaleden kurtarmak için tarihin içine dalmasıyla başlıyor. Bu yolda Jacob'a, ateşi kontrol edebilen Emma Bloom ve kayıp çocukları bulmakta üstüne olmayan Addison MacHenry adlı bir köpek eşlik ediyor.
Günümüz Londra'sından, Viktorya İngilteresi'nin en korkunç mahallesi olan Şeytanın Arka Bahçesi'nin labirentvari arka sokaklarına seyahat edecekler. Burada, bütün tuhaf çocukların kaderleri belirlenecek. Serinin önceki kitaplarında olduğu gibi, Ruhlar Kütüphanesi heyecan verici fantazi ile daha önce hiç basılmamış eski fotoğrafları ve eşi benzeri olmayan bir okuma deneyimini kusursuz biçimde bir araya getiriyor.
Kitap adı: Ruhlar Kütüphanesi
Orjinal adı: Library of Souls
Yazar: Ransom Riggs
Seri sırası: 3/3
Tür: Korku, genç-yetişkin, fantastik
Sayfa sayısı: 517
Yayınevi: İthaki Yayınları
Basım yılı: 2016
Goodreads puanı: 4.15
Bayan Peregrine serisini bitirdim sonunda ve çok mutluyum. Seri bazı yönlerden canımı baya sıksa da sonunun böyle muhteşem, böyle yerli yerinde bittiği ve aynı zamanda böyle yarım kaldığı bir kitap daha okumamıştım. Okuyanlar ne demek istediğimi anlar. :D
Bu kitapta kahramanlarımızdan Emma ve Jacob yola yalnız devam ediyorlar ve esir alınmış diğer arkadaşlarını bulmaya çalışıyorlar. Bu yolda başlarına gelmeyen kalmıyor ama en sonunda arkadaşlarına ulaşıyorlar. Mutlu soooon! :D
Kitap diğer serinin diğer iki kitabına göre daha kabus gibi ve daha ilginçti. abus gibiydi çünkü olaylar bu son kitapta daha da korkunç hal alıyor. Yazar kendini son kitapda iyice kanıtlıyor ve diyor ki "diğerleri olmamış mııı? Alın size kitap!". Özellikle ruh alma işlemi benim tüylerimi diken diken etti. Çok korkunçtu.
Yazar insanı kitaba çekebiliyor. Bu çok önemlidir. Okurken o ortamda hissetmelisiniz kendinizi. Bu her kitapta mümkün olmaz. Ama Ransom Riggs iyi bir iş çıkarmış.
Abaddon çok garip bir yerdi. Ve o yerin adını daha önce bir yerde duyduğuma emin olsam da uzun süre nerde duyduğumu bulamadım. Sonradan öğrendim ki Dota'daymış. Ve daha sonra Supernatural'da da duymuş olduğumu anladım. Garip.
Jacob'ın gücü çok etkileyiciydi. Kendisi de bilmeden onu geliştirmesi ve o kadar muazzam bir hale getirmesi çok güzel.İnsanın yeteneklerini geliştirmesi bazen baya zor olabiliyor. Kendimi Jacob'ın yerine koyuyorum da, yapabilir miydim bilmiyorum.
Benim hoşuma gitmeyen tek yer Jacob ve Emma arasındaki kooocccaammaaaaannnn yaş farkıydı ama yazar kitabın en sonunda sonundaaaaa o işi de halletti. :)
Kitap güzeldi. Etkileyici ve sürükleyiciydi. Bitmesine üzüldüm açıkçası. Başlayınca tereddüt etmiştim ama şimdi iyi ki de okumuşum diyorum. :)
Keşke Can'la da okumaya devam etsek...
Okunmalı mı. Kesinlikle. :)
İndirmek için pembe kitap'a tıklayın. :)
0 yorum:
Yorum Gönder