"Daha büyük bir böcek göreceğinizi hiç sanmıyorum." Doktor bu kez, İngiltere'nin Wiltshire kasabasının bütün sakinliği arasında II. Dünya Savaşı'ndan kalma bir gizemi aralamaya götüren esrarengiz ve ürkütücü macerasıyla karşınızda!
Gabby Nichols oğlunu uyuturken aniden kızının bağırışını duyar. "Anne! Odamda bir örümcek var." Ve birden çığlıklar başlar… Kevin Alperton okula giderken büyük bir sivrisinek tarafından saldırıya uğrar. Ve işler tehlikeli bir hal alır. Yine de Doktor'u asıl endişelendiren ne koca bir örümcek ağı yumağıyla kozalanmış ölü bir ceset ne de mutasyona uğramış böcek sürüsüdür. Kasabanın dış dünya ile bütün bağlantılarının kesilmesinin ve böceklerin yavaşça kontrolü ele geçirmesinin önüne geçilebilecek mi? Antik bir taş çemberdeki tuhaf semboller ne anlama gelmekte? Kökü II. Dünya Savaşı'na dayanan bu gizem çözülebilecek mi?
Kitap adı: Doctor Who Dehşet Ağı
Orijinal adı: Doctor Who The Crawling Terror
Yazar: Mike Tucker
Tür: Fantastik, Korku
Seri sırası: Doctor Who: New Series Adventures #59
Basım yılı: 2015
Yayınevi: İthaki Yayınları
Goodreads puanı: 3.68
Bu kitabı okuyanlar herhalde Doctor Who izlemiş olanlardır. İzlememişlerse bile dizi hakkında fikir sahibidirler. Eğer Doctor Who'nun ne olduğunu bilmeden kitabı aldıysanız sakın okumayın. Oturun en azından diziyi araştırın,akın,sonra kitaba başlayın. Yoksa bişey anlamazsınız.
Kitap aslında dizinin bir bölümü gibi bişey. Anladığım kadarıyla Doctor'un son Rejenerasyonundan sonraki ilk zamanları. Clara bile daha ona alışmış değil. Ve Tardis bir enerji algılar ve yine onları garip bir yere getirir. Burada örümcek ağıyla kozalanmış bir ceset bulurlar ve Doctor hemen burada sıra dışı birşeyler olduğunu anlar. Anlaşılır ki savaş zamanlarında köye uzaylı böcekler çağırılmış ama istemeden. Ve Doctor araştırmaya başlar, kendisini ilgilendirmeyen yerlere girer, her zamanki gibi, zamanda yolculuk yapar,Clara'yı tehlikeden kurtarır ve sonunda uzaylı böceklerin istila edildiği köy kurtulur.
Çok ilginç bir kitaptı. Daha kalın olmasını beklerdim ama hemen bitti. Azıcık geldi bana. Zaten Doctor Who bölümleri de öyle değil mi. :D Çeviri hatalarını, orijinalden tamamen farklı çevrildiğine adım gibi emin olduğum birkaç cümleyi ve sevmediğim kapağı saymazsak çok severek okudum. Sanki oturmuş sıra dışı bir Doctor Who bölümü izliyordum.
Tam da bölümünü seçmişim aslında. Böcekler en çok korktuğum şeydir. Hiçbirine ne dokunamam ne de bakamam. Ve küçüklerinden bu kadar korkarken, koccccaaa kooccaa böcekler beni tüm kitap boyunca nasıl korkutmuştur tahmin edersiniz.
Doctor'un ve Clara'nın karakter analizlerine ve tanınmasına o kadar da önem verilmemiş. Çünkü diziden herkesin onları tanıdığını düşünmüşlerdir muhtemelen. O yüzden bişey yazmamışlardır.
Kapağı beğenmedim, demin de dediğim gibi. Kapakta gerçek Doctor ve gerçek Clara yerine onların renkli çizimleri olsaydı daha çok hoşuma giderdi mesela.
Bu kadar. Bundan sonra da elime geçen her Doctor Who kitabını mutlaka okuyacağım.
Okunmalı mı? Kesinlikle. :)
0 yorum:
Yorum Gönder