Sir Arthur Conan Doyle-Sherlock Holmes-Kızıl soruşturma(kitap yorumu)
Doktor Watson eski bir arkadaşının yardımıyla tanıştığı Sherlock Holmes'la Baker Sokağı'ndaki bir daireyi paylaşmayı kabul etmiştir. Fakat Holmes'un tuhaf huyları ve belirli bir mesleğinin olmaması, Watson'ın kafasında birtakım soru işaretleri uyandırır. Brixtone Sokağı'ndaki boş bir evde korkunç bir cesedin bulunmasıyla, kafasındaki tüm bu soruların cevabını alacaktır.
Holmes çok uzun yıllar öncesine uzanan ve iki kıtada süren, heyecan dolu bir maceranın arkasında yatan gerçekleri, birlikte çözmek için Watson'ı bu soruşturmaya katılmaya davet eder. Böylece tuhaf keşiflerle dolu bir serüven başlar. Olayın üzerindeki sır perdesini üç gün içinde aralamayı başaran Holmes olağanüstü dedektiflik, becerilerini sergileyerek yeni arkadaşını etkileyip, hayrete düşürür. Bu çok önemli soruşturmaya, dedektiflik dünyasındaki en ünlü beraberliklerden biri de başlamış olur.
Benim polisiye tiryakisi olduğumu bilirsiniz.Bu defa da ablamla birlikte Sherlock Holmes'un ilk kitabı olan Kızıl Soruşturma'yı okumaya başladık.Tekrar ediyorum,ablamla birlikte!
Konuya böyle doğrudan girdiğim için beni affedin,ama gerçekten nasıl başlayacağımı bilemiyordum.O yüzden hiç beklemeden hemen başladım.Ablam Sherlock Holmes'un dizisini izledikten sonra kitabını okumaya karar verdi,benimle birlikte.Küçük bir şoktan sonra hemen havalara uçtum.Sen kimsin ve ablama ne yaptın yahu?!
Ayrıca biraz kıskandım da,ben onunla birlikte Rizzoli and İsles okumak istediğimde hemen sıkılmış ama Sherlock Holmes'un dizisini izler izlemez kitabını okumaya can attı.Ama sebebini biliyorum galiba,ablam otopsilerden çok zeka oyunlarını seviyor. :)
Aslında bu kitabı eleştirmemin bir anlamı yok;dünya kadar insan yüzlerce kez eleştirdi zaten,ödüller aldı,rekorlar kitabına düştü.Ama yine de okuduğum bir kitap olarak eleştirmek istedim.Başlayalım o zaman. :)
Afganistan'da savaştan çıkan John Watson,bir gece eski bir arkadaşı ile karşılaşır.Hem iyi bir asker hem de iyi bir doktor olan John Watson,şimdi sakin ve sessiz bir hayat ve kalacak bir ev aramaktadır.Arkadaşı ona Sherlock Holmes'tan bahseder,Holmes'un çok garip biri olduğunu da üstüne basa basa söyler.Ama Doktor Watson,Holmes'la tanışmayı kabul eder ve hastaneye,laboratuvara giderler.John Watson Holmes'un hem gizemli ve garip hem de zeki ve iyi bir adam olduğunu düşünür,onunla bir evde kalmayı kabul eder.Ve böylece Doktor Watson,Baker sokağında 221B'de başlayacak olan hikayeyi başlatmış olur. :)
Sir Arthur Conan Doyle'un yazdığı bu kitapta bir çok noktaya değinmek isterim;mesela,kitabı okurken hem heyecanlanıyor,hem de aslında ne kadar sakin ve durgun bir şekilde devam ettiğini görüp şaşırıyoruz.Kızıl Soruşturma'da ve okumadığımız diğer kitaplarda Doyle,aslında bizi durgun bir şekilde devam eden olaylardan çok akıl oyunları ve dikkat edilmesi gereken ince ayrıntılarla heyecanlandırıyor.Ayrıca Doyle kitapta bir çok yerde bizi güldürmeyi de beceriyor,özellikle de 2009'da çekilmiş Robert Downey Jr'ın Sherlock'u oynadığı filmini ve Sherlock isimli dizisini izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum,bana güvenin,bunları izlerseniz kahkahalarla gülmeye devam edeceksiniz. :)
Sherlock Holmes'un zekasına hayran kalmamak elde değil;şahsen ben hayran kaldım.Olaylar zaten örümcek ağı gibi bir birine örülmüş,ayrıca bir de Sherlcok Holmes'un kıvrak zekası var ya,sanki bana çekmiş adam. :D Holmes'un şu dediğine çok ama çok katılıyorum:"Zihnimizi bir çatı gibi düşünelim.Bu çatıya istediğimiz mobilyaları koya biliriz.Bize gerekli olmayan bilgileri zihnimize-ya da çatımıza-koyduğumuzda gerekli bilgileri unuturuz.O yüzden bize gerekli olmayan bilgileri hemen unutmalıyız." Pek böyle değildi sanırım ama aşağı yukarı böyleydi.Kendisi de bu dediğini gerçek hayatta uyguluyordu.John diyene kadar güneşin dünyanın etrafında döndüğünü bile bilmiyordu. :D
Holmes'un tümdengelim bilimini kullanması da hafif detaylardan çok büyük sonuçlar çıkarabilmesine yardım ediyor.İnsanlar olaylardan sonuçlara ulaşırken o sonuçlardan olaylara ulaşıyor.İstediği zaman çok iyi rol yapabilir ama asla duygusal değildir,soğukkanlılığı bazen Aslı'yla beni bile sinir ediyor.İstediğini yapmak için her şey yapa bilir,buna kızlara umut vermek,evlenme teklif etmek ve sonra da sadece işini yapmak için bunu yaptığını,kısacası onu kullandığını söyleyerek onları terketmek de dahil. :/
Ama bunlardan başka Sherlock Holmes normal bir insanın iki katı bir zekaya sahip.Onun zihin sarayı bizde de olsaydı harika olurdu ama maalesef bir zihin sarayını nasıl yapacağımı bilmiyorum.Ama biraz uğraşırsam öğrene bilirim gibi geliyor. :)
Aslında daha bir sürü şey söyleye bilirim ama şimdi aklıma gelmiyor.Hem de yayın çok uzun olur,okumak istemezsiniz.O yüzden benden bu kadar deyip yayını bitiriyorum. :)
0 yorum:
Yorum Gönder