Tess Gerritsen-İkiz bedenler

Dr. Maura Isles, deyim yerindeyse hayatının en tehlikeli olayına tanık olmak üzeredir. Yüzleşeceği seri katil beraberinde çok gizli sırları açığa çıkartacak. Cerrah ve Günahkar adlı romanların devamı olan bu muhteşem gerilim romanında Jane Rizzoli serisinin yeni hikayesine tanık olacağız.

Dr Maura Isles, geçimini kadavraları incelemekle sağlamaktadır. Metropolitan City'de patoloji uzmanı olarak çalışan Isles, normal bir insanın hayatında göremeyeceğinden çok daha fazla ceset görmüştür-bunların çoğu hunharca katledilmiş insanların cesetleridir. Fakat daha önce hiç kanının çekildiği, dona kaldığı, tansiyonunun düştüğü bir vakayla karşılaşmamış olan Maura'nın karşısındaki cesedin duruşu bile onu korkutmaya yetmiştir. Çünkü daha önce önünde uzanan cesetlerden hiç biri onun cesedi olmamıştır.

Her şey ortadadır. Gözleri önünde yatan cesetten daha gerçek bir delil yoktur. Jane Rizzoli'de cesedin Maura'nın evinin önünde ölü bulunduğunu söyler. Cesetteki tüm uzuvlar Maura'nın vücudundakilerle neredeyse örtüşmektedir. Daha da korkunç olanı, Maura'nın ve cesedin doğum tarihi ve kan grubu tıpatıp aynıdır. Şoktaki Maura için son seçenek, DNA testi olacaktır fakat testin sonucu daha da şoke edicidir: Ceset Maura'nın ikiz kardeşidir. Şimdiden karanlık, tehlikeli ve rahatsız edici bir cinayet davasına dönen olay arkasında bir çok karanlık sırrı da barındırmaktadır.

Cevapların peşine düşen Maura, bir sahil ilçesi olan Maine'e gider. Burada da onu korkunç sürprizler beklemektedir. Her şeyden daha ürkütücü olanı ise, etrafta kol gezinen seri katilin, cinayetlerine de durmak bilmeden devam etmesidir. Katliamı durdurmak ve geçmişi hakkındaki bu karanlık sayfaları aydınlatmaya çalışan Maura'nın ilk işi hiç kimsenin bilmediği, bu güne kadar görmediği gizli annesini bulmak olacaktır.

"Sizi her zaman soluksuz bırakmayı başaran Gerritsen'den muhteşem bir roman"
-The Philadelphia Inquirer

"Tess Gerritsen'in ne kadar iyi korkutabileceğini göreceksiniz. Elinizden bırakamayacak, sinirlerinizi kontrol edemeyeceksiniz."
-HARLAN COBEN

Gerritsen'in yüreği ağıza getiren,her cümlesinde heyecan yatan romanları Cerrah,Çırak ve Günahkar'dan sonra şimdi de İkiz bedenler isimli kitabını bitirdim.Bu kitap değim yerinde ise dünyanın en iyi polisiye/gerilim romanlarına taş çıkartacak bir polisiye romanı.Gerritsen birinci kitabından şimdi okuduğum kitabına kadar her şeyin yerini çok düzgün,hiç bir yanlış yapmadan,bir cerrahın neşteri gibi sayfalarda götürürken, benim ağızım da kitap boyunca hiç kapanmadı.Kitap nasıl geldi geçti bilmem,okuru o kadar kitabın içine alıyor ki, Gerritsen,bazen okur zamanın hangi diliminde olduğunu unutuyor.Ben de kısa bir süre bunu yaşadım,Gerritsen 1950'lerden 2000'lere geldiğinde.Bir an kendimi Maura'nın yerinde kadavra keserken,bir anda hamile dedektif Jane Rizzoli'nin yerinde karnı burnunda haydutlar peşinde koşarken buluyorum.Kitap insan üzerinde gerçekten çok derin,çok hoş bir etki bırakıyor ve kitabı okuduktan sonra bile yanından ayırmak istemiyor insan.Gerritsen romanlarıyla okurları işte bu şekilde etkiliyor.Ben de onun derin bir hayranıyım. :)

En sevdiğim yazarlar J.K.Rowling,Richelle Mead,Rick Riordan,Suzanna Kolins ve Sophie Kinsella'ya bir yazar daha eklendi,Gerritsen'in Cerrah kitabını bitirdiğimde.Beni o bitmek tükenmek bilmez heyecanıyla,her seferinde sonrasında ne gelecek diye düşündüğüm diyaloglarıyla ve olayları boncuk gibi dizmesiyle Cerrah'ın ilk cümlesinden beni zaten içine almayı başarmıştı.Kendime okumaya kitap ararken,10-14 yaşlarında çocukların okuya bileceği kız karakterli romanlar arasında buldum Cerrah'ı.Ve o andan sonra serinin tiryakisi oldum,elimde değil,bağımlılık yaptı,narkotik gibi.Tıbbi gerilim romanı olduğundan dolayı bazen insanın kusmasına da yardımcı oluyor ama yine de tiryakisi olunacak türden bir serisi olan Gerritsen kitapları,İkiz bedenler ile de insanı içine almayı başarıyor.Bazen insanı çılgınca güldüren,bazen odalara girip bakmasını sağlayacak kadar korkutan,bazen lavaboya koşup kusmasını sağlayan,bazen de sinirden kitabı duvara fırlatmasını sağlayan kusursuz karakterler Maura İsles ve Jane Rizzoli,şimdi de Maura'nın evinin önünde bulunan,ona tüyler ürperten derecede benzeyen ceset sayesinde yeniden buluştular.Eski dostlar bir birlerini gördüklerine sevindiler.Maura otoriter olması gereken,Boston polis departmanındaki tek kadın dedektif olan,hamile hamile haydutlar peşinde koşan Jane Rizzoli'yi gördüğünde gerçekten şaşırdı.Rizzoli başka hamile kadınların aksine,hala işinde çalışıyordu,Tanrım hala izne çıkmamıştı. :)

Ama Jane halinden memnun görünüyordu.Böylece eski dost olmalarına rağmen bir birlerine o kadar da yakın olmayan ikili,hem durmadan devam eden cinayetleri kesmeye çalışırlar,hem de Maura İsles'ın ailesinin sırlarını çözmeye başlarlar.Bu korkutucu roman bazen insanı korkutan,bazen insanı güldüren,bazen insanı iğrendiren,bazen de sinirlendiren karakterleri,bitmek bilmez heyecanı ve olayların insanın ağızını açık bırakacak şekilde devam etmesi ile benim ve yukarıda okuduğunuz gibi bir çok yazarın ilgisini çekti.Eminim okuduğunuzda sizin de ilginizi çekecek ve pişman olmayacaksınız.Denemeye değer,değil mi?Eğer başlamak istiyorsanız serinin ilk kitabı olan Cerrah hakkında yazdığım paylaşımda Cerrah'ı indirmek için linki verdim.İlgilenenler baka bilirler.Ama sizi temin ederim ki, okuduğunuza pişman olmayacaksınız.Siz de benim gibi,Gerritsen'in ve Rizzoli/İsles serisinin tiryakisi olacaksınız. :)

 İndirmek için Pembe kitap'a tıklayın. :)